Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yağmursuz Baharlardı Onlar!

Resim
Selimcan Yelseli, 2020 Yeşile doymak mümkün bu mevsimde! Bahar... Ellerim çenemde, yağmurlu bir haftaya girdiğimizi hararetle haber veren TV'ye gözümün ucuyla baktıktan sonra, yeniden bahçemde büyüyen ve bütün bir yaz boyunca büyüyecek olan, yeşilin her tonunu kendisinde koca bir kış boyunca saklamış ve zamanı geldiğinde pervasızca ifşa etmiş ağaçlara bakıyorum. Evet, az önce TV'de de söylediği gibi yağmurlu bir haftaya girdiğimizi, dolgun ve karanlık bulutların ardından yalnızca mahcup bir aydınlık olarak görünen akşam güneşiyle anlıyorum. Nisan yağmurları gecikti... Bunu düşünürken, yeşilin her tonunun ancak sonunda bulunan, koyu, ancak tabutun başına serilen o kalın ve sırmalı örtüler kadar koyu bir yeşilliğe dalıp gidiyor gözlerim. Penceremin kenarında, bilmem kaç bahar önce kesilmiş bir ceviz ağacının toprakta bırakılmış köklerinden fışkıran, geniş ve diri yapraklar... Bu yapraklar, yağmur bulutlarıyla kararan bir akşamın içinde siyaha yakın, acı, çamurlu, zehir gibi bir s

D(i)p

Resim
Öykü 16 Şubat 199.... Bu satırları yazma sebebim, uzun zamandır içimde yuvalanan o karanlık fikrin, akşamlardan bir akşam evime dönerken gördüğüm bir manzarada tıpkı inkarı mümkün olmayan bir cürüm gibi vahşice üzerime atılması ve boşlukta salınan kıvrım kıvrım kollarıyla beni zapt etmesi aslında... Akşam vakti, dolgun bulutların göğsünden iplik iplik boşalan yağmur telaşı içinde, her zamanki adımlarımla yürüyor ve bu telaştan kurtulup bir an önce eve gitmek istiyordum. Seyyar satıcılar ve dilenciler insanların neredeyse yakasına yapışacak kadar cüretkâr; insanlarsa süratli adımlarla oradan oraya savrulmaya meyyal, yürümekteydiler. Az ileride iri yarı bir adam, elini kolunu sallayarak başka bir adama öfkeyle küfrediyor, arka arkaya dizilmiş ve trafik sıkışık olduğundan dolayı kıpırdayamayan otomobillerden hoyrat kornalar yükseliyordu. Kaldırımın caddeye yakın köşesinde, elindeki iplerin ve ona bağlı balonların çokluğundan satıcı olduğunu anladığım çocuk, trafikten dolayı ilerl

Higgs Bozonu ve Çocuk Sezgimizdeki Masumiyet

Resim
Selimcan Yelseli / Temmuz - 2020 / Uludağ Çocuk sezgimin beyaz yüzüme hediyesi masumiyet, sarı saçlarımın akşam güneşlerinde yüzdüğü o demler, yani büsbütün, eski bir sandıktan çıkarıp her gün tesellime özenle astığım çocukluğum… Bahçesindeki ihtiyar ceviz ağacının, sarı bir ikindi hüznünü gölge gölge böldüğü evimizin geniş salonunda, her saat başını ihtar ederek zamanı örmekteydi o eski duvar saati. Yusufçukların dolanık raksıydı uyuyup uyanışlarım. Sualler ise en yalnız, en dermansız anlarımı kollardı.  Pencereden karanlık bahçeye karışan akneli, genç yüzüm… Haftada iki sefer edebiyat, yalnız bir Cuma hoşluğu olarak da felsefe dersi heyecanlarım… Okul çıkışı kükürt kokulu otobüs bekleyişlerim. Bilgisayar ekranından izlediğim şartlı dizgeler, kodlar… Arada bir, başımı alıp da nereye gideceğimi bilmediğim kararsız gezilerin soğuk ve yalnızlık üzerine kurulmuş garip diyalektiği… Hiç unutmam, bir sabah yine böyle bir gezi için evden çıkmış, Bursa surlarına tırmanmış, şehre yukarıdan

NON FVI, FVI, NON SVM, NON CVRO.